Yücel Çakmaklı Ve Mesut Uçakan
YÜCEL ÇAKMAKLI VE MESUT UÇAKAN
Bugün Üstad’ın vefatının 26’ncı, doğumunun 105’inci yıldönümü. O’nu rahmetle anıyor, hasretle arıyoruz. Ülkemizde birçok salon toplantısında Üstad ve eserleri tanıtılıyor.
Gazetemizin okuyucularının izlediği Üstad’la ilgili hatıraları 2 yıl üst üste yazmıştık. Bu sene de O’nun iki tiyatro eserini filme alan usta iki yönetmenle Üstad’la ilgili hatıralarını konuştuk. Bunlardan birisi Kuruluş, Birleşen Yollar gibi eserlere imza atan Yücel Çakmaklı, diğeri Gençlik Köprüsü, Lanet, Rahmet ve Gazap gibi filmlerin yönetmeni Mesut Uçakan. Şimdi sözü onlara bırakalım:
*Sayın Çakmaklı, siz Üstad Necip Fazıl Kısakürek’in “Bir Adam Yaratmak” isimli tiyatro eserini TRT’ye dizi film olarak çekmiştiniz. Üstad ile bu dizi çekilirken aranızda geçen hadiseyi anlatar mısınız?
-Üstad’a ulaşmak meseleydi. Bir yakınım ile bu düşüncemizi kendisine haber verdik. Üstad, demiş ki: “Kesinlikle olmaz. Eserimi tam anlamıyla yansıtamazlar. Sonra bu filmde oynayacak aktörün çok iyi olması lazım. Bu yüzden izin veremem ”
Biz bu konuda ısrar edince Üstad: “Çekimleri yapsın bitirsinler, eğer beğenirsem izin veririm” dedi. 1977 yılında çekimlerini yaparak tamamladığımız eseri özel bir gösterimle zamanın siyaset adamları, basın mensupları ve sanat eleştirmenlerinin katıldığı iki buçuk saatlik özel bir sunumla bir sinemada gerçekleştirdik. Daha sonra yapılan eleştiriler de çektiğimiz filmin olumlu eleştiriler alması sonucunda Üstad daha filmi izlemeden bize izin verdiğini söyledi.
*”Üstad Necip Fazıl ile ilgili ilk hatıranız bu mu?”
“Tabii ki hayır. Meslek hayatımın başlangıcında Üstad ile görüşmek için bir randevu talep ettim. Bu talebimi de dönemin Meclis Başkanı aynı zaman da akrabam olan Ferruh Bozbeyli’ kanalıyla ilettim. Şair, Bozbeyli’ye bizim için “Altı buçukta gelsinler” şeklinde haber gönderdi. Daha sonra “Üstad bize sabah altı buçuk mu, akşam altı buçuk mu dedi ?” şeklinde Bozbeyli ile aramızda tartışma oldu. Ben, kararı sabah namazı dolayısı ile sabah altı buçuk olarak verdim ve o zaman Erenköy’de oturan Üstad’ın evinin önünde saat tam 6.30’da yer aldığımızda ise kapının ziline kimin basacağı konusunda tereddüt geçirdik. Zile bastığımızda içerden ses gelmedi. Ancak üçüncü kez bastığımızda Üstad, sinirli bir tonla: “Kimsiniz ? Ne istiyorsunuz ?” diye seslendi ve kapıyı açarak: “Sabah sabah bu saatte mi gelinir ? Şimdi sizlerle görüşmeyeceğim” dedi. Kapıyı kapattıktan birkaç saniye sonra “Hey filimciler üzülmeyin aşağıda bir sabahçı kahvehanesi var. Gidin orada bekleyin, ben geliyorum” şeklinde konuştu”
*”Üstad’ın eserleriyle ilgili yeni film projeniz var mı?”
“-Eserleriyle ilgili değil, Üstad’ın hayatını TRT’ye dizi film yapmak istiyorum. Tabi bu konuda oğlu Mehmet Kısakürek ile birlikte çalışacağım”
Üstadın senaryo dersi!
* Sayın Uçakan, siz Üstad’ın “Reis Bey” isimli tiyatro eserini film yapmıştınız. O zaman Üstad ile aranızda ne gibi diyalog yaşandı? Onu anlatır mısınız?
“Reis Bey’i çekerken görüşmedik de, Üstad ile bizim çok güzel bir anekdotumuz var.
* Buyurun o anekdotunuzu anlatın.
-Biz Sur filmciliği kurduktan sonra bazı arkadaşlarla Üstad’ı ziyarete gittik. Maksadımız yeni kurduğumuz Sur Filmcilik şirketini anlatmaktı. Çok sevineceğini zannettik. O hemen direk konuya girdi: “-Ne istiyorsunuz?” diye sordu.
“-Yeni film şirketi kurduk. Bu şirketin çekebileceği film için senaryo yazmanızı istiyoruz” cevabını verince, Üstad: “-Senaryo başına ne kadar telif ücreti ödeyeceksiniz?” diye sordu.
O zaman bize göre çok yüksek olan “20-25 bin lira veririz” deyince Üstad:
“-Çok az para ama, bir hafta sonra gelin, senaryoyu alın” karşılığını verdi. Şaşırdık ama o bize çok önemli dersler verdi.
* Reis Bey’le ilgili hatıranız yok mu?
Biz Üstad’dan izin almadan Reis Bey’i çektik. Film bittikten sonra izleyenlerin yorumlarını okumuş. Telefonda tebrik etti. Üstad’ın tebriki bizim için çok önemliydi. O anda yaşadığım sevinci hiç unutamam.”
Milli Gazete