Aşırı
AŞIRI
Son zamanların gülünç ve sefil laflarından biri de “aşırı” tabiridir. Onu “uç” kelimesiyle birleştirip “aşırı uçlar” şeklinde konuşuyorlar.
Ne kastettiğini, kastettiği şeyin keyfiyetçe ne olduğunu ve bunun azı ve çoğuyla ne belirttiğini bilmez, hiçbir tahlil ve terkibe aklı ermez, hazırlop yafta esnafı küçük politikacılara mahsus bir ağız…
“Aşırı uçlar”dan kast, İslâmiyetle komünizma olduğuna göre; sanki bir geyiğin sağlı ve sollu iki boynuzu halinde bunların uzaya uzaya duvarı delmesine müsaade edilmiyor da kulübesi içinde ve tahammül edilebilir çapta kalmasına ses çıkarılmıyor.
Ne ahmak bir muvazaa anlayışı!..
Bir maşrapa suya ihtiyacı olana zorla bir küp dolusu içirmemek gibi sınır riayetleri müstesna, aslında iyi olan bir şeyin fazlası daha iyi, kötü olanı da daha kötüdür. Demek ki, dâva, bir şeyin aşırı, yani başkalarınca haddi aşkın olup olmamasında değil, kendi öz keyfiyetiyle iyi olup olmadığındadır. Bu keyfiyete göredir ki, o şeyin iyi veya kötü olduğuna hükmedilir ve ortada verici ile alıcı arasında bir tahdit sınırı bulunmadıkça, azlık, çokluk gibi kemmiyet Ölçülerine bakılmaz. Hattâ böyle bir tehdit sınırına mevzu bulunmadıkça bir şeyin kemal ifadesi demek olur. Yani, müslüman olsun, komünist olsun, rejim ağalarının dilediği çapta kalacak ve kendi öz keyfiyetine göre ve kendi öz hududu içinde gelişmek imkânından yoksul bırakılacak… Olamaz!..
Ne mendebur anlayış!..
Dananın aşırı hali, bu anlayışa göre öküz, kuzununki de koç… Eğer öküz veya koç bu son kâmil oluşlariyle kötü şeylerse, dana veya kuzunun da birer kötülük çekirdeği olması ve aşırı olmayan halleriyle de müsamaha görmemesi icap eder.
Eğer dana kendi öz keyfiyetine sadık kalacaksa mutlaka öküz olacak, kuzu da işi mutlaka koç olmakta bitirecektir. Onun içindir ki, danaya “sen hep böyle kal!” kuzuya da bu halini değiştirme!” demek ve onları yalnız ilk devreleri içinde zararsız kabul etmek, fikir haysiyetiyle bağdaştırılması mümkün bir iş değildir.
İnandığı dâvada ve dâvasının öz hududu içinde aşırı olmayanın yüzüne tükürünüz! Ve biliniz ki, günümüzde tek aşırı uç politikacılarımızın ahmaklığı…
29 Kasım 1978
(Çerçeve 5, Büyük Doğu Yayınları, 1. Baskı / s. 293-294)