Bugünlerde Çok Dalgınım…
BUGÜNLERDE ÇOK DALGINIM… Hocam üniversitedeyken arkadaşlarıyla üstada ziyarete giderler (hocamın ilk ziyaretidir). Hocam bu kadar değerli bir zatın yardımcıları, hizmetçileri vardır diye düşünür, fakat evde üstad...
BUGÜNLERDE ÇOK DALGINIM… Hocam üniversitedeyken arkadaşlarıyla üstada ziyarete giderler (hocamın ilk ziyaretidir). Hocam bu kadar değerli bir zatın yardımcıları, hizmetçileri vardır diye düşünür, fakat evde üstad...
BOZUK PARA Bir gün idarehanede birisine ödeme yapmak icap etmişti. Bozuk para gerekiyordu. Üstad bana parayı verdi ve acele bozdurmamı istedi. Olacak iş değildi ama parayı...
BORÇLAR – ALACAKLILAR Ben onun yokluk çektiği günleri de bilirim. Eski alacaklılarının listesini tutup seneler sonra eli açılınca teker teker ödeyip helâlleştiğini de.. Hattâ bunlardan biri...
BOĞAZIN ‘PAZAR OLA’SI Boğazda yeni bir Pazar ola Hasan Bey türedi. Her gün gökyüzü ağarırken yola çıkıp gece yarısına kadar Vaniköyle Köprü arasında mekik dokuyan yeni...
BİZİM NECİP Yine bir gün, çok yakın bir arkadaşımız, belki de Ali Biraderoğlu’ydu, bir kişiden kırgınlıkla, kızgınlıkla bahsediyordu. O adam, Üstad’ın gıyabında, Üstad’tan : —Bizim Necip,...
BİR VAN GEZİSİ — Üstadım, demiştim, 1976 nın sonbaharına doğru, (evleniyorum) nikah Van’da olacak, teşrif edebilir misiniz, şahidimiz olur musunuz? Kabul etti, lütfetti. İstanbul’dan, Ankara bağlantılı...
BİR RAMAZAN HATIRASI Çocuktum. 6-7 yaşlarında var yoktum. Bir Ramazan günüydü. Çemberlitaşta oturduğumuz büyük Konaktan sokağa çıktım. İleride, bir sehpaya oturttuğu tablasından çoluk çocuğa şeker meker...
BİR NUMARA Haldun Taner Anlatıyor: 50’li yıllarda Ankara Palas’ın iki odasında komşu kalıyorduk. Devlet Tiyatrosu’ndaki bir oyunuma davet ettim. “Bir numaralı koltuğu ayırsınlar, gelirim” dedi. Müellif...
BİR NEFERLE MÜLAKAT Arap atının şahane boynu gibi, yüzünde Anadolulu bir necabet damgası taşıyan bir nefer gördüm tranvayda… Neferin halindeki yağız saffet, ve duruşundaki erkek hicap...
BİR KAHRAMAN Trendeyim. Gebze önlerindeyiz. Başımı kadife döşemeye dayamış, dalgın, inip çıkan telgraf tellerini seyrediyorum. Birden, yanımda bir adam peyda oldu. Koltuğunun altında bir yığın kitap…...