Çile
ÇİLE
-29-
Kapısında pıhtılı şekiller, pençe pençe;
Alevli ısırganlar, yolunda, diken diken.
Mümine, erdirici bir çift kanat, işkence,
Mümin, çile terzisi, ateşten gömlek diken.
Kızgın kumda çırçıplak, nice müslüman esir;
Boğazında bir kement, yer yer sürülen Bilâl.
Hepsinin de kan sızın dudağında: «Allah Bir!»
İlk şehid bir kadındır, alnında kanlı hilâl.
O’na şefkatli amca Ebu Talib, dedi: «Dön!»
Mal, şeref, nemiz varsa ayağına serilsin!»
«Dönmem, dedi Peygamber; tektir benim için yön;
İsterse ellerime güneşle ay verilsin!»
Meydan… Kureyşe hitap: «Şu karşı dağda düşman
Pusu kurmuş deseydim; bana kim yalan derdi?»
«Sen eminsin, dediler; imkânsızdır aldatman!»
«Öyleyse inanınız, beni Allah gönderdi!»
Halislik mücizesi… İnanan yok, böyleyken;
Dediler: «Bu bir şair, bir sihirbaz, bir mecnun!»
Kâbe’nin avlusunda, namazda, secdedeyken,
Sokuldular, sırtına bir leş koydular O’nun.
O’nu soy kolundan çembere alacaklar;
Ne selâm var onlara, ne kız, ne su, ne ekmek!
Ve toprağa düşecek O’na açık kucaklar;
Ne büyük nasip, Allah yolunda çile çekmek.
Yıllar gelip geçecek, böyle gidecek bu iş;
İman her gün daha pek, küfürse daha şirret.
Gidiş; meçhul ufuklar ardınca gidiş, gdiş.
Bugün Habeşe, yarın Nurlu Beldeye hicret…