Kur’an ve Hadîs
KUR’ÂN VE HADÎS
-52-
«Birleşse insan ve Cin,
Kur’âna denk söz için,
En küçük parçasına misil getiremezler.»
O esrar kapısından içeri giremezler.
Ve yolu çelinseydi
«Dağa taşa inseydi,
Haşyetinden dağ ve taş paramparça olurdu.»
Dağlar pamuk yığını, taşlar sırça olurdu.
«Bilinmesin isterse;
Nerde ele geçerse
Görülür ki, bu kelâm olamaz insan işi!»
Ses ve harf şeklinde ihsan işi…
Kur’ân yaratık değil;
Zerresi kıtık değil,
Bir nur ki, dile sığmaz, ona yetmez Arapça;
O, Arapçayı inmiş Allah kelâmı, Rabça…
Kur’ân, mukaddes Kur’ân…
Yenilik onda her ân;
Onda ebedî nizam, onda iç ve dış sırlar…
Onu zaman silemez, eskitemez asırlar.
Hadîs, O’nun her hali,
Gösteren iz, kemali.
Bütün kemaller O’nun sünnetinden eserdir;
Vatanı kemallerin, o havuz ki, Kevserdir.
(Tırnak içindeki ilk iki parça Kur’ân’dan üçüncüsü ise bir İslâm büyüğündendir.)