Bir İbret Dersi
BİR İBRET DERSİ
Geçenlerde Televizyonda bir Rus filmi seyrettim. Tek kelimeyle bir harika!.. Mevzuu, ruh tahlilleri, sanat anlayışı, sadeliği ve her türlü özentiden uzaklığı, fotoğrafları ve çürümüş Batı cemiyetinin kıymet hükümlerine aykırılığı noktasından ibret dersi alınacak bir film… İnsan bu filmi seyrettikten sonra sinema denilen âletin, güdümlü olmak şartiyle bir dâva ve ideal emrinde ne müthiş bir tesir sahibi olduğunu anlıyor; ve o, göbekten yukarı, kafa ve kalb merkezlerine bağlanması gerekli vasıtanın, bugünkü Batı dünyasında, nasıl, göbekten aşağı, hayvânî noktalara ilişik kaldığını acı acı takdir ediyor.
Belki bizim mahut televizyon cihazımızın, elektronik beynindeki ölçüye uymayacak şekilde -ona uygun düşen, bu filmin sadece bir Rus filmi olmasıdır- tek bir komünizma hava ve propagandası belirtmeyen bu film, kendi insanları da dahil, beşeri zaafları süzgeçten geçirirken, mücerret mânada bazı ahlâkî temalara da yer vermeyi ihmal etmiyor. Hususiyle tek şehevî öpüşmesi olmayan sahnelerle sâf bir aşk nasıl tecelli ettirilebilir, vazife şuuru altında hangi fedakârlıklara kadar uzanılabilir, çok defa meccanen gelen kahramanlıkların istismarından ne türlü uzak kalınabilir; bütün bunları en sade ve soylu sanat buluşlariyle gösterebiliyor.
“Asker Türküsü” isimli, içinde tek bir müzik nağmesi bile olmayan basit bir filim…
Televizyonumuzun anlamadan solcu bir (yapıt) diye ekranlarına aldığı bu eser, hattâ kendi maddeci vatanının da anlamadığı şekilde ruhçu ve ahlâkçı bir verimdir; ve günümüzün liberalizması, sosyalizması ve her şeyiyle kokmuş ve çürümüş Batı ruhunu ifadede müthiş bir ibret dersidir.
Batı her kutbunun eserleriyle kendi kendisini teşhir ve tekzip eder ve ideal oluşu arayıp dururken, biz hâlâ onun çıkış noktasına bile yol vermeyen bir dış taklit bataklığında çırpınıp duralım!
16 Şubat 1978
(Çerçeve 4, Büyük Doğu Yayınları, 2. baskı / s. 282-283)