Devrim
DEVRİM Devrim odur ki, kalbten fâniliği devirsin; Yaşamaktan murad ne, hesabını bildirsin!.. (1982)
DEVRİM Devrim odur ki, kalbten fâniliği devirsin; Yaşamaktan murad ne, hesabını bildirsin!.. (1982)
KARA TAHTA Dünyayı yererken de yine onunla ilgim; Nefse el süremiyor kara tahtada silgim… (1982)
DİPSİZ KUYU Ağzıma soğuk kurtlar dolacak, gözüme kum; Dipsiz kuyu, sürdükçe zaman, sürecek uykum… (1939)
KARINCA Ruhum kelle şekeri, vehimlerse karınca; Kömürden kara rengim, onlar beni sarınca… (1939)
KAVANOZ Bir cümbüştür kopsa da, gece, yakamozlarda; Münzevî balıklarız ayrı kavanozlarda… (1983)
KAVUŞMAK Ne görsem, ötesinde hasret çektiğim diyar; Kavuşmak nasıl olmaz, mademki ayrılık var? (1980)
ÇİLE -29- Kapısında pıhtılı şekiller, pençe pençe; Alevli ısırganlar, yolunda, diken diken. Mümine, erdirici bir çift kanat, işkence, Mümin, çile terzisi, ateşten gömlek diken. Kızgın kumda...
KESİKSİZ ÂN Zamanın olmadığı diyar acaba nasıl? Kesiksiz bir ân mıdır bundan sonraki fasıl? (1975)
CİNLER Ne derlerse desinler, Yakın dostlarım cinler… Havanın ve alevin Kemiksiz çocukları; Yüzbir odalı evin Haşmetli konukları, Rüzgârdan topukları, Yakın dostlarım cinler… Kum gibi kalabalık, Bin...
ÇOCUK Annesi gül koklasa, ağzı gül kokan çocuk; Ağaç içinde ağaç geliştiren tomurcuk… Çocukta, uçurtmayla göğe çıkmaya gayret; Karıncaya göz atsa “niçin, nasıl?” ve hayret… Fatihlik...