Üstad’ın Antep Konferansı
ÜSTAD’IN ANTEP KONFERANSI
Üstad Gaziantep Komünizmle Mücadele Derneği’nin tertiplediği konferansta konuşacak. Üstad bana dedi ki: “Süleyman Arif, beni yalnız bırakma. Ne olur ne olmaz”
Üstad bir yere gittiğinde yer yerinden oynar, karşılama törenlerine en az 500-600 kişi katılırdı. Gaziantep’te de öyle olacağını zannediyoruz. Akşam karanlığı bastırmış. Neyse, merdivenlerden inen bir avukat Üstad’ı tanıdı. Üstad, kendisini davet eden doktorun nerede olduğunu sordu. Avukat: “Hastanede nöbeti varmış” dedi. Üstad hayretler içinde: “Yahu bu ne biçim iş? Adam bizi davet ediyor, kendisi ortada yok” dedi. Avukat bizi yemeğe götürdü. 5-6 kişi daha bize katıldı. Lokanta, odalar halinde, neyse bir odada oturduk, yemek yiyeceğiz yarım saat bekledik hâlâ çorbalar gelmedi. Üstad espriyi patlattı: – ”Ayol burası ne biçim lokanta? Kabineden tayin çıkar gibi aşçı başı yemek çıkartıyor”
Birisi eğildi ve dedi ki: “Üstad burada Komünizme fazla yüklenmeyin” Biraz sonra sinir bozucu bir ikaz daha: “Dini konulara fazla girmeseniz; ayet ve hadis okumasanız daha iyi olur” dedi. Ve Üstad patladı: “Bu ne biçim iş be. Adeta cebimde bir atom bombası varmış gibi bir hava müşahede ediyorum. Zaten korkaklarla hiçbir iş yürümez. Cesur olmak lazım. Korkak adam makale yazamaz. Makale yazmak; kalemi manalara taarruz ettirmektir. Korkak yemek bile yiyemez. Çünkü yemek yeme midenin yemeğe taarruzudur. Korkak adam cinsi münasebet bile yapamaz. Çünkü o da erkeğin kadına taarruzudur.”
Kısaca Üstad tavsiyede bulunanları perişan etti. O gece Hasan Celal Güzel’in akrabalarına ait “Güzel otel” diye bir otelde geceyi geçireceğiz, ertesi gün konferans. Otelde Üstad dedi ki: “Süleyman Arif öyle moralimi bozdular ki; Allah’tan korkmasam, çekip gideceğim. Bizi komünistler parçalasa bunlar sahip çıkmaya korkarlar” İşte bu hava içinde geceyi geçirdik. Ertesi gün Üstad’a dedim ki: “Burada savcı yardımcısı bir arkadaş var. Ben onu görmeye gidip, havayı bir kolaçan edeyim” Üstad “Tabi, tabi git, git. İyi olur” dedi. Savcı yardımcısını ziyarete gittim. Hoşbeşten sonra “Ne var, ne yok?” diye sordum. Adam “Hiç sorma Süleyman Bey. Zaten komünistler devamlı olay çıkarıyor. Uğraşıp duruyoruz. Bir de Necip Fazıl denen bir adam gelmiş, Kanlı olaylar çıkacak diye korkuyoruz” dedi.
Savcı yardımcısı arkadaşıma dedim ki; “Hiç korkma Milli Emniyet, Üstad’ın bu konferansları vermesini arzu ediyor. Her gittiği yerde Üstad’ı korumaya alıyormuş. Savcı yardımcısı “Ha demek öyle. O zaman bizde ciddi bir koruma tedbiri alalım” dedi.
Süleyman Arif Emre