Üstad’ın Yazma Vecdi

ÜSTAD’IN YAZMA VECDİ

Necip Fazıl’a gelince… O’nun Cemil Meriç’in fizyolojik heyecanı şöyle dursun Peyami’nin manevî katalepsi haline getiren kesafetini bile gölgede bırakan bir yazı yazma vecdine şahid oldum.
1960’dan evveldi. Havadis Gazetesi matbaasında basıyor Büyük Doğu’yu.. Saat gecenin on biri. Dergisini bağlamış, nefeslenmek için Havadis Gazetesi’nin sekreter odasına geldi.. Elinde dergisinin prova baskısı. Odada Hami Tezkan, Gökhan Evliyaoğlu ve bir sekreter daha var. Ben misafirim. Söz, günün hâdiselerine ve Fener Rum Patriği Atenagoras’a geldi. Yine bir nane yemişti. Necip Fazıl üstad, hemen dergisini açtı “bakın ne cevap verdim” diye yazısını okudu..
Çok şiddetli, mânâ dolu, inanç dolu, enerji dolu bir yazıydı. Okurken nasıl yazdığı da belli oluyordu.. O kadar mestetmişti dinleyenleri.. Çünkü yazıya bütün vecdini, fikir öfkesini, vicdanının emrini, sanatının gücünü varlık sebebini koymuştu. O zaten dini meselelerde, hele Islâmın müdafaasında hep böyle olurdu. Yazıyı okuyup bitirdiği zaman dinamosu boşalmıştı.. O zaman düşündüm, bu kadar inanç ve vecd şarjeden bir yazıyı yazan adam artık ibadet edecek ruh gücünü zor bulur kendinde.. Çünkü O ibadet eder gibi yazıyordu.. Kendini Nemrud’un ateşinde hissederek.. Ve yazıları Nemrud’un ateşini söndürecek tufan gibi geliyordu insana…

(Ergun Göze – Üç Büyük Mustarip)

Share

You may also like...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.