Yalın Ayak Ve Bir Garip
YALIN AYAK VE BİR GARİP
Cömertliği yüzünden sık sık ve çoğu zaman on parasız kalıyordu.Evine geldiği vakit, zile bastırdığı parmağını kapı açılıncaya kadar çekmemek adetiydi.
Yağmurlu ve soğuk bir kış akşamı, yine böyle kesiksiz çalmaya başlayan zil sesiyle birlikte; kapıya koşan Neslihan hanım ve çocukların ağızları bir karış açık kaldı.Üstü başı yerinde fakat yalın ayaktı.Ayakları çıplak ve çamur içinde; üstelik de gülüyordu.Ayakkabılarını yolda gördüğü ve acıdığı bir garibe hediye etmişti.Sonra ıslanan çoraplarını da sıyırıp atmış ve eve fütursuzca, insanların garipseyen bakışları arasında yalın ayak yürüyerek eve gelmişti.
İşte gani gönüllülük, Allah (cc) rızasını umarak yapılan hayır, maddiyatın önemsizliği, cömertlik, fakiri düşünme, hem düşündürüp hem güldürme, büyük insanlara yakışan hareket bu olsa gerek.
——–
Büyük Doğu Yayınlarının, Üstad’ın doğumunun yüzüncü yılında, Necip Fazıl Yılın’a özel hazırlanan vcd’den aktarılmıştır