Zekât
ZEKÂT
Ve zekât…
Almanların şu üstünde bulunduğum kürsü kalınlığında bir eseri var, zekata ait… Bunlar inanmıyorlar İslama, fakat insaf sahibidirler. İnsafı olmayan yalnız mürted olandır!.. Evet, bunlar diyorlar ki, —bunu iktisatçılara tavsiye ediyorum, sorsunlar, ismiyle, cismiyle haber verelim— «İslamın fıkıh ilmine, semada ne kadar yıldız varsa orasını çekecek kadar mesele teşkil etmiş bu muazzam müessesesine, hayran olmamanın imkanı yoktur.» Ondan sonra zekatın hesabını yapmışlar. Zekat, malın 40’ta biridir. Buna sermaye de dahildir. Nami, gayri nami (zekata tabi olan ve olmayan) diye iki türlü mal vardır. Eğer bir adam malını zekatdan kaçırmak için tabi olmayan kıymete aktarırsa Allah’ı kandırmaya teşebbüs etmiş demektir. Bu müminde imanla biraraya gelmez.. Zekat, o Almanların hükmüne göre, cemiyette, (Karl Marks)ın başlıca meselesi olan (hipertrofi), yani sermayenin dehhameleşmesine, urlaşmasına, ur gibi büyümesine manidir. Bir kapital her sene özünün de 40’ta birini vere vere katlanma imkanından mahrum kalır. Bu da islamın ibadet emrinden çıkan bir neticedir. Gaye bu değildir, gaye ibadettir. Nitekim İslamın paraya bakışına bakın ki, zekatın ibadet manası, malın pisliğini atmaktadır. Demek ki mal bizde pis… Onun pisliğinin ibadeti o…
Hakiki gani kimdir, biliyor musunuz? O, herşeye malik olacak, o şey ona hakim olmayacak… O ki, paraya sahiptir. O ki, para ona sahiptir. İşte ikincisi felakettir. Paraya sahip, ona hükmeden, onu istediği yere götüren, demektir. İslamın nazarında makbul sermayedar paraya hakim adamdır, paranın hakim olduğu adam değil… Gördüğünüz milyonlarca adam var; önünde şu şu şu kadar milyonları… Gidin hayatını görün!.. Paranın zıplattığı insanlar… İşte bu manada kapitalist bizim makbulümüz değildir! Ve idealist sermayedarı, —sermayedar demekten teeddüp ve tenzih ederim— servet sahibini, İmam-ı Azam’ın şahsında görüyorum. O kadar Allah korkusunun galip olduğu insan ki, alacağını almaya gittiği zaman gölgede beklemiyor, faize çıkmasın diye… Yoksa faiz değil, o da biliyor.
(Türkiye ve Komünizm, Büyük Doğu Yayınları, 7. baskı / s.152-153)